fazLa sewdim seni.
fazLa sakIndIm seni gözümden..
fazLa özLedim,fazLa bekLedim
fazLa dinLedim seni.
fazLa anLattIm sana..
derinLigim fazLa geLdi sana.
fazLa korktu gözün..
sense en koLayInI sectin;görmemezLikten geLdin.
cIrpInIrken sana,
sense yaraLadIn beni her adImda.
biLiyordun cünkü heryerimi,her$eyimi..
bu acI fazLa bedenime,ruhuma,kaLbime..
yüreim fazLa yaraLandI,kIrILdI..
eLinden geLenin en fazLasInI yapsan da artIk eskisi gibi oLamaz ki..
zaten sende fazLasInI yapmazsIn ki..
i$te bende hayatImdaki tüm fazLaLIkLarI temizLiyorum.
önceLikLe en fazLa yeri oLan "seni" gönderiyorum hayatImdan.
özgürsün artIk,fazLaLIkLar agIr geLmeyecek sana..
bense temizLendikten sonRa,
fazLaLIkLarI cIkarInca hayatImdan,
ruhum eksiLmi$,kayboLmu$ ama ben cogaLmI$ oLacagIm bu hayata..
dogru ya hakLIsIn ben fazLa geLdim sana..
i$te bu yüzden fazLasIyLa benciLLik yapIorum we terk ediyorum bu hayatI.
öyLece gidiyorum
fazLasIyLa yaLnIz
fazLasIyLa yorgun
fazLasIyLa kIrgIn
fazLasIyLa bIkkIn
we fazLasIyLa dönü$ü oLmayan imkansIz diyarLara gidiyorum
gerci bu eLweda da fazLa sana ya
neyse..
eLweda..
GüL
GÜL...
Kan rengi , kıpkırmızı güllere bayılırdı...
Zaten onlarla adaştı...
Adı : Gül ’dü...
Kocasının sevgili Gül ’ü...
Her yıl evlilik yıldönümünü kapının önünde bulduğu enfes fiyonklarla süslü kucak dolusu kırmızı güllerle kutlardı...Hiç aksatmadan.
Hatta , eşini kaybettiği yıl dahi kapısı çalınmış gülleri kucağına bırakılmıştı,
Küçük bir kartla birlikte ;
“ Seni geçen sene bugünden daha çok seviyorum...”
Birden bunların son gülleri olduğunu düşündü. Önceden ısmarlanmış olmalıydı. Öleceğini nereden bilebilirdi?...
Zaten her şeyi daha önceden planlamayı ve yapmayı çok severdi.
Gülleri özenle içeri taşıdı. Saplarını kesti , vazoya yerleştirdi.
Vazoyu da konsolun üzerine , eşinin fotoğrafının yanına koydu.
Orada kocasının koltuğuna oturup ,
Saatlerce gülleri ve fotoğrafı seyretti. Sessizce...
Bitmek bilmeyen bir yıl geçti. Yapayalnız ve hüzün dolu bir yıl...
Sonra bir sabah kapı çalındı tıpkı eski günlerdeki gibi...
Kıpkırmızı gülleri , üzerinde küçük kartıyla birlikte eşikteydi.
Evlilik yıldönümünü kutluyordu.
Gülleri içeri aldı. Şaşkınlık içinde doğru telefona koştu.
Çiçekçi dükkanını aradı. Onu bu kadar üzmeye kimin hakkı vardı?...
“ Biliyorum ” dedi , çiçekçi... “ Eşinizi geçen yıl kaybettiniz...
Telefon edeceğinizi de biliyordum...
Bugün size gönderdiğim gülleri çok önceden ısmarlamış ,
Parasını da ödemişti. Hep böyle yapardı zaten...
Hiç şansa bırakmazdı. Dosyamda talimat var.
Bu çiçekleri size her yıl göndereceğim.
Bir de özel kart vardı , kendi el yazısıyla.
Bilmeniz gerek diye düşünüyorum...
Ölümünden sonra çiçeklere iliştirmemi istediği kart...”
Gül hıçkırıklar içinde teşekkür ederek telefonu kapattı...
Parmakları titreyerek zarfı açtı...
“ Güller , senin kapıyı açmadığın güne dek gelmeye devam edecek.
O gün çiçekçi beş ayrı zamanda gelip kapıyı çalacak ,
Eve dönüp dönmediğini kontrol edecek.
Beşinciden sonra emin olarak gülleri ona verdiğim yeni adrese getirip ,
Seninle yeniden ve ebediyen kavuştuğumuz yere bırakacak...”
|
|